Şifremi Unuttum

Türkiye’de İlk “Diyabetik Ayak Rehberi” Hazırlandı

TÜRKİYE’DE İLK ‘DİYABETİK AYAK REHBERİ’ HAZIRLANDI

10 Mayıs 2014 – 11:55

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Neşe Saltoğlu, Türkiye’de İlk Diyabetik Ayak Rehberi’nin hazırlandığını söyledi. Saltoğlu, “Rehber sayesinde belki de pek çok ayak kesilmekten kurtulabilecek” dedi.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, İstanbul’da 8-10 Mayıs tarihleri arasında ‘’3.Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Sempozyumu’ düzenliyor. 12 Ulusal Dernek ve Sağlık Bakanlığı’nın katkıları ile bir yıldır hazırlanan ‘Ulusal Diyabetik Ayak Rehberi’ ise sempozyumda yerini alarak hekimlerin görüş ve önerilerine sunuluyor.Ulusal Diyabetik Ayak Rehberi’nin çok önemli olduğunu belirten Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi ve KLİMİK Derneği Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubu Başkanı Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, Türkiye’deki diyabetli hasta sayısının giderek arttığını, rehber sayesinde bunun önüne geçilebileceğini söyledi. Saltoğlu, “Diyabetin gençlerde de görülen bir hastalık olması ileride ortaya çıkabilecek komplikasyonların oranının azaltılmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu öncelikle ayak bakımı sağlanması ile korunmayı, ayakta yara varsa erken tanı ve uygun tedaviyi gerektirir. Ancak bununla ilgili şimdiye kadar ülkemizde yayınlanmış bir rehber yoktur. Bu rehber yayınlandığında hekimlere yönelik olarak diyabetik ayak yara ve infeksiyonlarına yaklaşım, tanı, tedavi, ve ayak yaralarından korunmayı içeren bir kılavuz olacak, standart bir yaklaşım sağlayabilecektir’ dedi.

“DÜNYADA HER YIL 1 MİLYON KİŞİ DİYABETTEN DOLAYI AYAĞINI KAYBEDİYOR”
Diyabetik ayak ülserlerinin hem hasta hem de sağlık bakım sistemleri için ciddi sonuçlara yol açan önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Saltoğlu şunları söyledi: “Tüm dünyada her yıl 1 milyon kişi diyabetin komplikasyonları nedeni ile ayağını kaybediyor. Ayak lezyonlarının görülmesi bölgeden bölgeye, sosyo -ekonomik farklılıklara, ayak bakımı standartları, kaliteli ayakkabı giyme gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Gelişmiş ülkelerde diyabeti olan her 6 hastadan birinde yaşam süresinde ülser gelişebilecektir. Gelişmekte olan ülkelerde ayak sorunları bundan çok daha fazladır. Ayak yarası gelişen hastaların yarısında ayak infeksiyonu ortaya çıkabilmektedir.”

Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, diyabetik ayağa pek çok faktörün zemin hazırladığını söyledi. Diyabetik ayak yaralarının zamanında tedavi edilmesinin şart olduğunu vurgulayan Saltoğlu, “İlk yaklaşım aile hekimleri tarafından yapılmalı, ayak bakımı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Ayakta yara açılır açılmaz hasta aile hekimine başvurmalıdır”ifadelerini kullandı.

“DİYABETİK AYAK YARASI ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR”
Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, uzun yıllardır diyabeti, ayak deformitesi olanlar, diyabeti kontrol altında olmayanlar, kilosu fazla olanların diyabetik ayak yarası açısından risk altında olduğunu vurguladı. altoğlu, ‘‘Sık ayak ülseri olanlar, ayak ülseri 30 günden fazladır iyileşmeyenler, travma sonucu ayakta yara açılanlar, ayakta periferik damar hastalığı olanlar, ayakta duyu kaybı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ayak infeksiyonu gelişmesi açısından ayrıca riske sahiptir. Ayrıca ayak yaraları erkek hastalarda kadınlardan fazla görülmektedir”diye konuştu.

“500 BİN İNSAN DA DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONU İLE MÜCADELE EDİYOR”
Diyabet hastalarının her gün düzenli olarak ayaklarını kontrol etmeleri gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Saltoğlu, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon insanda diyabetik ayak yarası olduğunu, 500 bin insanda da diyabetik ayak enfeksiyonunun yaşandığını belirtti. Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, diyabetik ayakların kurtarılamadığı durumları şöyle açıkladı: “Hastada orta ve arka ayakta oluşan yaraların, şiddetli, genişliği ve derinliği fazla yaraların, kötü kokulu, akıntılı yaraların , ateş, genel durum bozukluğu gibi sistemik bulguların olduğu yaraların kontrolü daha güçtür. Hastaların duyu kaybı nedeni ile travmadan ayağı koruyamamaları ülser gelişmesini kolaylaştırır. Dahası hastaların ayak istirahatini sağlamak yerine yara olan ayağının üzerine basmaları yara iyileşmesini geciktirir. Yara iyileşmesi gecikmiş, kemiğe kadar ulaşmış, nekrozu olan, gangrenöz yaraların, ciddi damar tıkanıklığı olan, tıbbi ve cerrahi yaklaşıma rağmen tedaviye yanıt alınamayan, hastanın yaşamını etkileyecek kadar şiddetli hastalarda ampütasyon son seçenek olarak ortaya çıkmaktadır.”