Şifremi Unuttum

Kızamık Hâlâ Kontrol Altında mı?

Kızamık Hâlâ Kontrol Altında mı?

11 Ekim 2013

Eylül ayı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kesinleşmiş kızamık vaka sayısı 6983. Bu vaka sayısıyla 2013 vaka sayısında Türkiye dünya üçüncüsü.

 11.10.2013

 BASIN AÇIKLAMASI

 KIZAMIK HÂLÂ KONTROL ALTINDA MI?

Sağlık Bakanları bütçe sunumlarında kızamıkta ulaşılan başarıyı anlatmışlardı.

Evet kızamıkta büyük başarı yakaladık,  2013 yılında şu ana kadar vaka sayımız 7 bin civarında !

Bu süreçte Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı yetkilileri şöyle demişti:

Kızamık vakaları 2012 yılında 349 iken 2013 yılında 4 bin 172’ye çıktı. Bu durum sağlık literatüründe bir salgın olarak değil kontrollü vaka artışı olarak ifade edilir”

“Vaka sayılarımızda sevindirici olan durum, son 3-4 haftadır azalma başlamış durumda. Bazı haftalarda vaka sayımız 200’ün üzerine çıkmıştı, son 3-4 haftadır vaka sayılarımız 100-200 arasındaki periyota oturmuş durumda. Gittikçe de azalmasını bekliyoruz. Çünkü, kızamık damlacık yoluyla ve kış döneminde daha çok görülen bir hastalık. Yazın gelmesi, insanların açık alanlara çıkmasıyla birlikte hem bulaşma azalacak hem de yaptığımız aşıların koruyucu etkileri ortaya çıkacak.”

Salgını reddederek ciddi bir güven ve motivasyon zafiyeti yaratan Sağlık Bakanlığı’nın öngörülerinin tutmadığını Mayıs’tan bu güne neredeyse iki katına çıkan vaka sayısıyla gördük.

Daha önce de söylemiştik, sorun 2010 yılı sonundan itibaren ortaya çıktı. O dönemden beridir kızamık topraklarımızda dolanıyor. Bu dönem tam da Türkiye’de aile hekimliği sisteminin ülke geneline yaygınlaştırıldığı yıllar olma özelliğini taşıyor.

Sağlık Bakanlığı’nın aşılama rakamları %95’lerin üzerinde belirtilirken bu kadar vaka nasıl ortaya çıktı ve hastalık nasıl bu denli yaygınlaştı?

Aile hekimliği sistemiyle aşıların herkese değil listeye kayıtlı olanlara ve başvuranlara yapıldığı, koruyucu sağlık hizmetlerinin parçalandığı bir sağlık sisteminde ne bekliyorduk ki?

Dışarıdan gelen virüsün bu denli hasta yaratması mıdır kızamık başarısı?

Toplumumuzun aşılama ve bağışıklama düzeyinin ve koruyucu sağlık hizmetlerinin dışarıdan gelen virüslerle oluşacak sorunları çözebilir düzeyde olması gerekmez miydi?

Yedi bin kızamık vakası hala kontrollü vaka artışı mı? Mevsim sonbahara değişirken, okullar açılmışken, okul aşılarının ne zaman yapılacağı belirsizken, kamplar dışında hayatta kalmaya çalışan sığınmacılara koruyucu hizmetler verilemezken, vakaların azalmasını mı bekliyoruz? 

Eylül ayı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kesinleşmiş kızamık vaka sayısı 6983. Bu vaka sayısıyla 2013 vaka sayısında Türkiye dünya üçüncüsü.

Sağlık Bakanlığı’na göre her şey kontrol altında ve “normal”. 

Gerçekten normal mi? Hani kızamıkta başarılıydık? Salgın hâlâ yok mu?

Sağlık Bakanlığı salgını kabul etmeyerek ve “virüs dışarıdan geldi” yaklaşımı ile salgınla başa çıkma çabalarını olumsuz etkiliyor.

Bugün kızamıkla baş edebilmek için işbirliğine, koordinasyona, etkin bir koruyucu sağlık hizmetine, etkin aşılamaya, aşısızlara, sığınmacılara, yoksullara, sağlık hizmetlerine erişemeyenlere öncelik vermeye ve de “iyi yönetilmeye” ihtiyaç var.

Piyasacı, özelleştirmeci değil gerçek bir kamucu sağlık hizmetine ihtiyaç var.

Herkese eşit, nitelikli, ücretsiz hizmet götüren, dilin hizmete ulaşmada bir engel olmadığı, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, listeye kayıtlı olanlara ya da sadece primini ödeyebilenlere değil, herkese hizmet verebilen,  nitelik ve nicelik olarak yeterli sağlık çalışanının olduğu ve ekip çalışması gösterdiği, bir sağlık sistemine ihtiyaç var.

Bütüncül yaklaşımın esas olduğu (koruyucu-tedavi edici değil; bireysel koruyucu-toplumsal koruyucu değil), liste değil bölge tabanlı hizmetin verildiği, bölgenin gereksinimlerine göre istihdam ve hizmetin kurgulandığı, toplum katılımın esas olduğu bir birinci basamak sağlık hizmetine ihtiyaç var.

Biz bunları gerçekleştirmek için katkıya hazırız.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

Dünya Sağlık Örgütü 2013 Yılı Kızamık Verileri için tıklayınız…