Şifremi Unuttum

KLİMİK Derneği’nin Biyolojik Savaş ve Şarbon Hakkındaki Basın Bildirisi

Biyolojik savaş, insana bulaşabilme ve hastalık yapma yeteneğine sahip
mikropların “silah” olarak kullanılmasıyla yapılan savaştır.

Kitleleri imha edici özellikleri yanında kolay ve ucuza elde edilmeleri,
etkilerinin kalıcı ve giderek artıcı olması, kullanım kolaylıkları ve
kullanıldıklarının geç farkına varılması nedeniyle savaş veya terör amacıyla
ilgi çekmektedirler. Günümüzde 43 mikroorganizma biyolojik silah adayı olarak
kullanılabilir olmakla birlikte, bunlar arasında en büyük tehdit olarak
görülenler şarbon, çiçek, veba hastalığı etkenleri ile botulinum toksinidir.

Son günlerde özellikle ABD’de görülen ve mektupların aracılığıyla bulaşan
şarbon, bugüne kadar gerçekleştirilmiş en etkili biyolojik terör olayı gibi
durmaktadır.

Şarbon sporlarının vücuda giriş yerine göre deri, akciğer ve sindirim sistemi
şarbonu gelişir. Deri şarbonu en çok karşılaşılan tiptir. Akciğer ve sindirim
sistemi şarbonunda ölüm oranı yüksektir.

Şarbon tedavisinde değişik antibiyotikler etkilidir. Penisilinler, tetrasiklin
veya kinolon bir kinolo gibi antibiyotikler bir hekimin önerisiyle uygun doz ve
sürede kullanılır.

Şarbon mikrobuyla temas etme hikayesi olmayan kişinin korunma adı altında
antibiyotik alması gereksizdir. Korunma amacıyla antibiyotik (siprofloksasin,
doksisiklin) ancak şarbon mikrobuyla temas eden kişilere hekim önerisiyle
uygulanmalıdır. Aşı ancak özel risk altındaki kişiler için gereklidir. Kuşkulu
bir madde ile karşıladıldığında üstü bir örtüyle örtülüp yetkili kurumlar
haberdar edilmelidir.

Ülkemizde başta şarbon olmak üzere biyolojik savaş aracı olabilecek diğer
mikroplarla bulaşan hastalıklar konusunda tanı ve tedavi noktasında Sağlık
Bakanlığı kurumları ve Tıp Fakültelerinde gerekli alt yapı mevcuttur. Biyolojik
savaş veya biyoterör aracı olarak kullanılabilecek mikroplarla oluşan
hastalıklar, özellikle şarbon konusunda yeterli birikime sahip 1000’in üzerinde
infeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanının varlığı ülkemiz için
güven vericidir.

ABD’de yaşananlar sonrasında, olası bir tehdit durumunda şarbon konusunda
yapılması gerekenlerle ilgili olarak kurumlar hazırlıklarını devam
ettirmektedir. Sağlık Bakanlığı, iller düzeyinde yaptığı toplantılar sonrası bir
tehdit kuşkusunda yapılacakları belirlemiş durumdadır. Konuyla ilgili olarak ilk
başvurulacak birim belirlenmiş olan hastanelerdeki infeksiyon hastalıkları ve
klinik mikrobiyoloji klinikleri olacaktır.

Arzu edilmeyen bir biyolojik terör tehdidi halinde en etkili korunma yolunu
toplumca hazır olma sağlar. Biyolojik teröre karşı hazırlık ise yeterli bir halk
sağlığı alt yapısı ile yetkili ve ilgili kurumlarla toplum arasında iyi
örgütlenmiş bir haberleşme ağının kurulmasını içerir. Bir tehdit varlığı söz
konusu olduğunda ya da böyle bir değerlendirilme yapıldığında yetkili makamlarca
kamunun açıkça aydınlatılması, alınan ve alınacak önlemlerin açıklanması ve
yurttaşların nasıl davranacakları konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmeleri
gereklidir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan biri de
yapılacak açıklamalar ve her tür yayının yaratılmış olan kaos ortamına katkıda
bulunmamasına özen gösterilmesi gerektiğidir.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu