17 Kasım 2025
HIV ile yaşayan bireyler (HIV+) arasında, HIV negatif bireylere kıyasla kardiyovasküler hastalık (KVH) riski anlamlı düzeyde daha yüksektir. Bu artmış risk; kronik inflamasyon, immün aktivasyon, antiretroviral tedaviye bağlı metabolik değişiklikler ve klasik kardiyovasküler risk faktörlerinin bir araya gelmesiyle açıklanmaktadır.
Yakın dönemde yayımlanan REPRIEVE (Randomized Trial to Prevent Vascular Events in HIV) çalışmasında, 40 yaş ve üzerindeki HIV pozitif bireylerde statin kullanımının kardiyak hastalık riskini %35, kardiyak nedenli mortaliteyi ise %25 oranında azalttığı gösterilmiştir. Bu bulgular, statin tedavisinin HIV ile yaşayan bireylerde birincil koruma açısından güçlü bir klinik fayda sağladığını ortaya koymaktadır.
EACS (European AIDS Clinical Society) rehberi, yaş ve ülke riskini dikkate alarak SCORE2 (Systematic Coronary Risk Assessment 2) ile risk kategorisini belirledikten sonra, çok yüksek ve yüksek risk grupları için yüksek yoğunluklu statin (atorvastatin 40-80 mg, rosuvastatin 20-40 mg), orta risk grubu için ise orta yoğunluklu statin (pitavastatin 4 mg, atorvastatin 10-20 mg, rosuvastatin 5-10 mg) önermektedir. Bu öneri, HIV enfeksiyonunun kendisinin “bağımsız bir kardiyovasküler risk faktörü” olarak kabul edilmesi esasına dayanmaktadır.
HIV ile yaşayan bireylerin uzun dönem yaşam kalitesinin artırılması ve mortalite oranlarının düşürülmesi, aynı zamanda toplum sağlığı açısından önemli bir kardiyovasküler yükün azaltılması amacıyla statin tedavisinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alınması önerisinin Sağlık Bakanlığı tarafından değerlendirilmesi ve uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Bu kapsamda, ülkemizde HIV ile yaşayan bireylerin kardiyovasküler risklerinin azaltılması amacıyla, statin ilaçlarının (pitavastatin, atorvastatin, rosuvastatin) SGK tarafından geri ödeme kapsamına alınması yönünde düzenleme yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyiz.
KLİMİK Derneği HIV/AIDS Çalışma Grubu