Doğrulama için verilen süre doldu. Lütfen yenileyin.

Şifremi Unuttum

Hayatta Kalma Şansı: Carol Baker Bebekleri Ölümcül Bir Mikroptan Korumak İçin Hamile Kadınları Aşılamayı 50 Yıl Önce Önermişti


18 Eylül 2025

Carol Baker, bebekleri ölümcül bir mikroptan kurtarmak için hamile kadınları aşılamayı elli yıl önce önermişti. Bu fikir şimdilerde meyve vermek üzere.

Carol Baker, 1970’lerin başında, az bilinen bir patojenin yeni doğanların kaygı verici bir hızla ölümüne yol açtığını öne sürdüğünde, hemen reddedilmişti. Ne de olsa, Baylor Tıp Fakültesi’nden yeni mezun olmuş bir çocuk hastalıkları asistanıydı ve 84 kişilik sınıftaki iki kadından biriydi. Ayrıca, saptadığı bakteri B grubu streptokok (GBS) insanlarda patojen olarak bilinmiyordu; sığırlarda meme infeksiyonlarına neden oluyordu. Bebekleri nasıl öldürebilirdi? “Çok şey bilen mikrobiyologlar deli olduğumu söylediler,” diye anlatıyor.

1976’da hamileliğin son dönemlerinde kadınları GBS’ye karşı aşılamanın yeni doğanları bu ölümcül hastalıktan kurtarabileceği önerisinin saçma olduğu meslektaşları tarafından daha da vurgulandı. 1960’ların başında yaşanan talidomid trajedisi zihinlerde hâlâ tazeydi. Ya aşı anneye veya bebeğe zarar verirse?

Fakat şimdi 84 yaşında ve Teksas’ta emekli olan Baker, ısrarcıydı. “Kimse beni dinlemezdi,” diyor. “Bu bana ilham verdi.”

Bugün, GBS’nin 3 aya kadar olan bebeklerde önde gelen hastalık ve ölüm nedenlerinden biri olduğuna şüphe yok. Dünya çapında yılda yaklaşık 400 000 bebeği hasta ediyor ve en az 91 000 bebeğin ölümüne yol açıyor; ölümlerin çoğu kan dolaşımı infeksiyonu sepsisten ve beyni koruyan zarların infeksiyonu menenjitten kaynaklanıyor. Hayatta kalanlar ise bazen ömür boyu sürecek nörogelişimsel bozukluklar yaşıyor. GBS ayrıca on binlerce ölü doğuma neden oluyor ve birçok erken doğumda da rol oynuyor.

Baker’ın hamile kadınları aşılama konusundaki fikirleri yakında doğrulanabilir. 25 Ağustos’ta, ABD’de üçüncü trimester dönemindeki bir kadın, uzun zamandır beklenen 3. faz denemesinin bir parçası olarak Pfizer’ın GBS aşı adayının ilk dozunu aldı. MinervaX adlı küçük bir Danimarka şirketi de hemen ardından geliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), anne aşılarını “acil ihtiyaç” olarak nitelendirdi.

Witwatersrand Üniversitesi’nde (Wits) aşı uzmanı olan Shabir Madhi, “Bir aşının halk sağlığı üzerinde çok büyük bir etkisi olabilir” diyor; özellikle de GBS’den kaynaklanan tüm fetüs ve bebek ölümlerinin yarısından fazlasının gerçekleştiği Sahra Altı Afrika’da. Madhi, her iki GBS aşı adayı için de önemli 1. ve 2. faz denemeleri yürüttü.

Bu noktaya gelmenin yarım yüzyıl sürmesinin birçok nedeni var; cinsiyetçilik ve hamile kadınların aşılanması konusundaki korkular da cabası. Aşı şirketleri başlangıçta kazançlı bir pazar görmediler ve aşının işe yaradığını en iyi nasıl gösterecekleri konusunda düzenleyicilerle uzun süredir mücadele ediyorlar. Ancak belki de en büyük zorluk, GBS ve beraberinde getirdiği yükün uzun süredir görünmez kalmasıydı. Yenidoğanlar nadiren bakteri için test ediliyor ve ölü doğumlar genellikle doğuştan gelen kusurlara bağlanıyor. Madhi, GBS’nin gerçek bedelinin hâlâ büyük ölçüde hafife alındığına inanarak, “İnsanlar veri eksikliğini hastalık olmaması olarak yorumluyor,” diyor.

Meslektaşları, anneye yönelik GBS aşısının Baker hayattayken var olmasını umuyor. Ödüle ve saygıya boğulan Baker, “Gördüğümde inanırım” tavrını benimsiyor çünkü hâlâ birçok şey ters gidebilir. Bu yolculuğun en üzücü yanının, bu kadar uzun sürmesi olduğunu ve bu zaman aralığında kim bilir kaç bebeğin kurtarılabileceğini söylüyor.

Haber İçin Tıklayınız