
6 Ağustos 2025
ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı Salı günü, 500 milyon dolar değerinde olan ve pandemiye hazırlık için “messenger” RNA (mRNA) aşıları tasarlamaya adanmış projeleri iptal edeceğini duyurdu.
Bu hamle, tıp ve sağlık uzmanlarından sert eleştiriler aldı. Stanford Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı ve klinik tıp doçenti olan Jake Scott, sosyal medya sitesi Bluesky’de “Elimizdeki en hızlı platformu iptal etmek, aşı biliminin temelde yanlış anlaşılmasından kaynaklanan pervasız bir harekettir” diye yazdı.
Aşılarda mRNA kullanımı, bulaşıcı hastalıkların ötesinde yeni kapılar açtı. Araştırmacılar, şu anda beş yıllık sağ kalım oranı yalnızca %13 olan pankreas kanseri için umut vadeden mRNA aşılarını araştırıyor. Ayrıca, diğer birçok kanser türü, otoimmün bozukluklar ve orak hücreli anemi gibi genetik hastalıklar için de mRNA tedavileri üzerinde çalışıyorlar.
mRNA’yı bu kadar değerli kılan şey, programlanabilirliği ve pandemiler için programlanabilme hızıdır.
Geleneksel aşılar, bağışıklık sisteminin onu tanıyıp onunla savaşmayı öğrenmesi için vücuda inaktif veya ölü bir patojen sokar: bağışıklık sistemi, gerçek bir patojenle karşılaşırsa diye bu bilgiyi hafızasında tutar. Öte yandan mRNA kullanan aşılar, vücudun kendi hücrelerine bir patojenin içinde veya üzerinde bir protein parçası üretmeleri talimatını verir. Vücut daha sonra, infeksiyon etkeninin tamamıyla savaşmak zorunda kalmadan bu proteini tanımayı öğrenir.
Bu aşılar, hücre çekirdeğinde saklı ve hücrenin mekanizmasına hangi proteinleri üreteceğini söyleyen kalıcı bir plan olan hücresel DNA’ya müdahale etmez. Hücrelerin iş gücü olarak kabul edilen bu proteinler, vücutta çeşitli ve kritik işlevleri yerine getirir. mRNA, bu süreçte bir ara adımdır: DNA, bu tek zincirli RNA’yı üretir ve bu RNA daha sonra hücreye amino asitleri proteinlere nasıl dönüştüreceğini söyler. Aşılamadan kaynaklanan mRNA talimatları birkaç gün içinde bozuluyor ve yapılan çalışmalar, COVID’e karşı bu tür aşılamayla üretilen sivri proteinin vücutta yaklaşık bir ay kaldığını gösteriyor.
Geleneksel bir aşı üretirken, araştırmacılar antijenleri veya bağışıklık sistemini uyaran proteinleri üretmek zorundadır. Bunu, bakteri veya tavuk yumurtasında bütün bir virus yetiştirip ardından patojeni ısı veya kimyasallarla zayıflatarak veya öldürerek yapabilirler. Diğer durumlarda, bağışıklık sistemine tanıdık gelen virus parçalarını üretmek için genetiği değiştirilmiş maya gibi organizmalar kullanırlar. Bu durumlarda, üretim süreci zaman, test ve ince ayar gerektirir. mRNA aşıları için, geliştiriciler bir antijen için genetik talimatları bir bilgisayarda tasarlar. Üretim süreci aşıdan aşıya aynı kalır, yalnızca genetik talimatlar değişir. Bu, araştırmacıların aynı anda birden fazla aşı geliştirmelerine ve farklı infeksiyonlar için birden fazla antijen üretmek üzere mRNA içeren aşılar geliştirmelerine olanak tanır.
Pensilvanya Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi’nde hekim-bilim insanı olan ve mRNA üzerine çalışmalarıyla 2023 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü biyokimyacı Katalin Karikó ile paylaşan Drew Weissman, 2021’de Nature Medicine dergisine verdiği röportajda, “Grip, HIV, hepatit C, sıtma, tüberküloz ve daha birçok hastalık için de dahil olmak üzere yaklaşık 30 farklı mRNA aşısı üzerinde çalışıyoruz,” dedi.
HHS fonlarının kaybı, ABD’deki tüm mRNA çalışmalarını durdurmayacak, ancak bir halk sağlığı acil durumunda mRNA aşılarının hızla piyasaya sürülmesini amaçlayan araştırmaları sekteye uğratacak. İptal edilen hibeler arasında, şu anda insanlar için en önemli pandemi tehditlerinden biri olan kuş gribi türü olan H5N1 kuş gribine karşı mRNA aşısı geliştirilmesi için yapılan hibe de bulunuyor. Aşılar üzerinde çalışan araştırmacılar, mevcut federal yetkililerin bu teknolojiyi hedef alabileceği konusunda daha önce uyarıda bulunmuştu.