Şifremi Unuttum

Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz: Ne Aşılamada Ne de Hatırlatma Dozunda İstenen Sağlanamadı; Önlemlerin Daha da Azaltılmasını Biz Önermiyoruz, Önermedik

10 Mart 2021

İngiltere ve Danimarka’nın ardından Türkiye’de de COVID tedbirlerinin gevşetilmesine Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği’nden  itiraz geldi. KLİMİK Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, ‘’Pandeminin bitip bitmediğini belirleyen kurum Dünya Sağlık Örgütü’dür. DSÖ, pandemi bitmedi diyor’’ derken, Antalya’da düzenlenen 22’nci KLİMİK Kongresi’nde konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. Neşe Demirtürk, “Ülkelerdeki vaka ve aşılama oranlarına baktığımızda, tedbirlerin gevşetilmesi çok da uygun değil” dedi. İnfeksiyon uzmanlarının ortak görüşü ise ‘’Pandeminin devam etmesi demek, halen olağanüstü infeksiyon ve ölüm var demektir’’ şeklinde ifade edildi.

COVID-19 pandemisi süresince yaptığı değerlendirmelerle hem hekimlerin , hem de toplumun hastalıkla ilgili bilgi sahibi olmasında önemli rol oynayan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği’nin  22’nci Kongresi, 9-12 Mart tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştiriliyor. Kongrede, başta COVID-19 pandemisi olmak üzere, pandemi sürecinde ihmal edilen diğer infeksiyon hastalıkları ele alınıyor. KLİMİK Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirus Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ile Kongre Başkanı ve Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neşe Demirtürk, pandemiye ilişkin önemli uyarılarda bulundu.

“Salgının başından beri en yüksek vaka sayılarına ulaştık”

Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, pandemide Kasım 2021’den beri yaşanan omikron varyantına dikkat çekerek “Omikronun etkili olduğu son 3.5 aylık zaman diliminde vaka sayıları salgının başından beri kaydedilen sayıyı neredeyse ikiye katladı. Bu durum, omikron varyantının şu ana kadar en çabuk ve en kolay bulaşan varyant olmasından kaynaklandı. Deltaya kıyasla daha az ölümcül olmasına rağmen, toplam vaka sayısının çok artmış olması nedeniyle ölüm sayıları da birçok ülkede, önceki dalgalarda görülen en yüksek ölüm sayılarına yaklaştı. Bazı ülkelerde ise bu sayıları bile aştı.  Bununa birlikte hatırlatma dozları dahil yüksek oranda aşılanmış toplumlarda ise son derece düşük ölüm oranları gözlendi” dedi.

“Hatırlatma dozları mutlaka yapılmalı”

Hong-Kong gibi hem yeterince aşı yapılmamış, hem de ilk dalgalardan çok etkilenmemiş toplumlarda aşırı artan vaka ve ölüm sayılarıyla tam bir felaket yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, “Genel olarak pandemiden ve omikrondan en az zarar görenler ise, aşılama dönemi dahil tüm süreçte  çok sıkı mesafe, maske, izolasyon, karantina, hareketin azaltılması  gibi önlemleri uygulayan, aşı çıktıktan sonra da toplumun yüzde 85’ini aşılayıp, özellikle risk gruplarında olmak üzere hatırlatma dozlarını da yapan Yeni Zelanda gibi ülkeler oldu. Ülkemizde ise şu anda hem vaka sayısı, hem ölüm sayıları, hem de test pozitiflik oranları yüksek seyrediyor. Bunun en önemli nedenleri, delta dalgasından itibaren aşı dışı önlemlerin çok azaltılmış olması, aşılamada ise hem ilk serilerde hem de hatırlatma dozlarında istenilen seviyelere ulaşılamamış olması, ek olarak omikron için yeterince etkili olmayan inaktif aşıları yaptırmış çok sayıda kişinin bulunmasıdır. Bu nedenle şu anda yapılması gereken, öncelikle yaşlı ve riskli gruplarda olmak üzere mRNA aşılarıyla primer aşılama ve hatırlatma dozlarını tamamlamak, çocuklarda hızla aşıyı gündeme almaktır” diye konuştu.

“HES kodu uygulaması devam etmeli”

Pandeminin geleceği konusunda şu anda ancak, bilimsel verilere dayalı senaryolar oluşturabileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:

“Var olan senaryolardan en olumlusu, omikronun etkisini azaltmasıyla, ilkbaharda vakaların düşeceği, yazın çok az vaka görüleceği, sonbaharda ise omikrondan daha az vaka sayısına yol açacak bir dalga yaşanabileceğidir. Ancak bu olumlu senaryonun gerçekleşmesi yeni bir varyantın ortaya çıkmamasına bağlıdır. Ne yazık ki şu anda zengin ülkelerde en az bir doz COVID-19 aşısı oranı yüzde 80’e ulaşmışken, düşük gelirli ülkelerde bu oran sadece yüzde 20’dir. Bizde ise ne aşılamada ne de hatırlatma dozlarında istenen, gereken oranlar henüz sağlanamadı. Mesafe, kalabalıkların azaltılması gibi önlemler ise ülkemizde delta dalgasının başlangıcından itibaren önemli ölçüde azaltılmıştı. Bu nedenle hem deltada hem de omikronda çok fazla sayıda vaka ve ölüm görüldü. Şu anda salgın hem ülkemizde hem de dünyada halen devam ediyor. Dolayısıyla sözünü ettiğimiz önlemlerin daha da azaltılmasını biz önermiyoruz, önermedik. Dernek olarak da bunu sürekli dile getirdik. Ek olarak HES kodunun kaldırılması da hasta kişinin izolasyonunun sağlanmasını çok zorlaştırarak infeksiyonun yayılımına katkı sağlayabilir. Mevcut durumda bireysel önlemler çok önemli hale geldi. Vatandaşlarımızın aşılarını ve hatırlatma dozlarını olmasını, kapalı veya mesafenin korunamadığı kalabalık ortamlarda maske kullanımına devam etmesini öneriyoruz.”

Pandeminin bitip bitmediğine karar verebilecek olan kurumun “ellerinde yeterli veri, deneyim ve bilgi olması nedeniyle” Dünya Sağlık Örgütü olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “DSÖ pandemi bitmedi diyor.  Bu da halen olağanüstü bir infeksiyon ve ölüm var demektir. İnsanların sıkılmış olması, bu gerçeği değiştirmez.”

“Hatırlatma dozunda yüzde 42’de kaldık”

Kongre Başkanı Prof. Dr.Neşe Demirtürk ise omikron varyantının delta varyantına göre daha hafif seyirli olduğuna değinerek “Alt solunum yollarına göre, üst solunum yollarında daha çabuk ve daha yüksek oranda çoğalabildiğini gösteren çalışmalar var. Ancak tamamen hafif atlatılan bir hastalık da yapmıyor, özellikle yaşlılar ve risk grubu kişilerde; bir de bu kişiler aşısızsa, ciddi seyirli hastalığa ve ölüme neden olabiliyor. Diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olanlar, obezler ve bağışıklığı baskılanmış olanlar salgının başından beri risk altındaydı. Bu kişiler için omikron varyantı hala öldürücü olabiliyor. Zaten son dönemde hastaneye yatan hastaların büyük çoğunluğu aşısız ve eşlik eden risk faktörü olan hastalar. Ölümler de bu grupta görülüyor. Vaka sayısının 2022 başından bu yana pandemideki en yüksek düzeye ulaşması, omikronun çok bulaşıcı olması ile ilgili. Artan bu sayıya paralel olarak riskli hastalar yine hastaneye yatıyor ve ne yazık ki yine yaşamlarını kaybedebiliyor. Türkiye’de hatırlatma dozu oranı yüzde 42’de kaldı. İki doz aşı olanlar nasıl olsa aşı oldum diye bakıyor. ’Hatırlatma dozu olun’ uyarılarına aldırmıyor” şeklinde konuştu.

Haber İçin Tıklayınız