Şifremi Unuttum

Nobel Ödüllü Profesörlere Silivri’de Şok

Nobel Ödüllü Profesörlere Silivri’de Şok

 

Ergenekon, KCK, Balyoz ve 28 Şubat davalarında yargılanan bilim insanlarıyla Türkiye’deki cezaevlerinde görüşen Amerikalı ve Avrupalı akademisyenlerden oluşan heyetin, Silivri ziyareti sırasında görüştükleri Prof. Fatih Hilmioğlu’nun sağlık durumu hakkında bilgi alacak doktor bulamadıkları ortaya çıktı.

ABD’den “Ulusal Bilimler Akademisi”, “Ulusal Mühendislik Akademisi” ve “Tıp Enstitüsü” ile Almanya’dan “Leopoldina Ulusal Bilimler Akademisi” tarafından oluşturulan heyette yer alan Amerikalı Nobel Ödüllü ekonomist Prof. Peter Diamond, Alman Bilimler Akademisi üyesi Prof. Hans-Peter Zenner ve Uluslararası Akademi ve Bilim Toplulukları İnsan Hakları Ağı Direktörü Carol Corillon’dan oluşan üç kişilik heyet, önceki gün yayınladıkları raporlarının hazırlığı için şubat ayında Türkiye’ye geldi. Heyet Sincan Cezaevi’nde eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz, Silivri’de ise Ergenekon sanıkları Prof. Mehmet Haberal ve Fatih Hilmioğlu ile Balyoz davası sanığı Prof. Faruk Yarman’la ayrı ayrı görüşmeler yaptı.

Heyet, Silivri’de tutuklu olan ve çok ciddi sağlık sorunları yaşadığı bilinen Prof. Hilmioğlu ile yaptıkları görüşme öncesinde yaşanan ilginç bir gelişmeye de önceki gün yayınladıkları raporlarında yer verdi: Raporun bu bölümünde şu ifadeler yer aldı:

“Görüşmeden önce Silivri cezaevlerinin birinci müdürü bizi ofisine kahve içmeye davet etti ve Prof. Hilmioğlu’nun kaldığı cezaevinin müdürü ile tanıştırdı. Biz de onlara cezaevinin pratisyen olan tek doktoru ile görüşmek istediğimizi ilettik. Ancak o gün doktor cezaevinde değilmiş. Reviri ziyaretimize izin verildi. Ancak doktor olmadığı için ve de güvenlik kontrolleri çok zamanımızı aldığı için o ziyareti yapmadık.”

‘Bizi ölüme terk ettiler’

Raporda Hilmioğlu ile görüşmenin ayrıntılarına da yer verildi. Rapora göre, kendi durumundan çok diğer hasta tutukluların zor durumuna dikkat çeken Hilmioğlu, heyete, tutukluların genel sağlık durumuyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Bazıları tedavi eksikliği nedeniyle öldü, bazılarının ise zamanı kalmadı. Beyin ve böbrek kanserine çok sık rastlanıyor. Şeker hastaları insülin olmadığı için tedavi olamıyor. Cezaevinde şeker diyeti de verilmiyor. En önemli insan hakkı yaşama hakkıdır. Ama mahkemeler bu insanları burada ölmeye terk ediyor. Bunu yapanlar katildir.”

Prof. Hilmioğlu görüşme sırasında, yaşananların tek sorumlusunun hükümet olmadığını, AB ve ABD’nin de sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek heyete,
“Sizler de suçlusunuz. ABD ve Avrupa’nın yanlış politikaları nedeniyle bizler buradayız” tepkisini de gösterdi.

Haberal: Ben ne yaptım 
ki buradayım?

Heyetin cezaevinde görüştüğü Balyoz hükümlüsü eski Havelsan Genel Müdürü Faruk Yarman ise heyete, “Batı hükümetlerine Türkiye konusunda kendi değerlerine bağlı kalmalarını söyleyin” mesajı verdi.

Heyet Silivri’de Prof. Haberal ile de görüştü. O görüşmede Haberal, “Tek isteğim adalet ve özgürlük. Hastalarımın bana ihtiyacı var. Ben ne yaptım? Söyleyin bana” sorusunu yöneltti.

Ergin’in Sincan ziyareti de raporda

Rapora göre hem Ergenekon, hem de 28 Şubat davalarında sanık olan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ü de Amerikalı ve Avrupalı meslektaşları Sincan Cezaevi’nde ziyaret etti. Hakkındaki iddiaları yalanlayan ve tutuksuz yargılanması gerektiğini vurgulayan Gürüz, görüşme sorasında Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Sincan Cezaevi’nde yaptığı bir görüşmenin diyaloğunu nakletti. Buna göre, geçen yıl Şeker Bayramı’nda Sincan Cezaevi’nde gerçekleşen görüşmede Ergin Gürüz’e, bir kutu çikolata ile cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler tarafından üretilen “kravat, havlu ve tespih” hediye etti. Görüşmede kendisine cezaevi koşullarını soran Bakan Ergin’e, Gürüz’ün, “İyi cezaevi koşulları diye bir şey olamaz. Sizin asıl ilgilenmeniz gereken cezaevinin koşulları değil mahkemelerin adaletidir. Somut delile dayanarak karar verme yükümlülüklerini yerine getirmeyen hâkimler resmen suç işlemekteler” şeklindeki yanıtı da heyetin raporunda yer aldı.

3 Ağustos 2013 – Cumhuriyet