Şifremi Unuttum

Gezi’nin ‘Beyaz’ Kahramanları

Gezi’nin ‘beyaz’ kahramanları 

11 Haziran 2013 Salı – 02:00 – Aksam.com.tr

İlk olarak gösterilerin başındaki sert polis müdahalesinde ortaya çıktılar. Şimdi ise, hastane nöbetlerinden sonra Gezi Parkı’ndaki revirlere koşup 7/24 medikal hizmet veriyorlar. En sık karşılaştıkları rahatsızlıklar baş ağrısı, aşırı yorgunluk, vitamin eksikliği, kas ağrısı…

TÜRKAN YILMAZER 

Burada sağlık hizmeti gönüllü. İlk olarak Taksim çevresi ve Beşiktaş’taki polis müdahalesi ve çatışmalar sırasında yaralılara yaptıkları ilk müdahaleyle gündeme geldiler. Çoğu Tıp öğrencisiydi. Beyaz önlüklerini giyip, ambulansların ulaşamadığı bölgelerde, gaz bulutunun arasında yaralıları tedavi etmeye çalışıyorlardı. Şimdi ise daha organize durumdalar.
Gezi Parkı’nda kurulan üç büyük revirin önünde kuyruk var. Hastalar, “numara” almıyor ama sıralar çok düzenli. Sorunlarını anlatıp tedavilerini oluyorlar…

HİPOKRAT YEMİNİ 
Revirlerde, gönüllü sağlık hizmeti veren doktorlar, hemşeriler, eczacılar ve tıp öğrencileriyle konuşuyoruz. 7/24 sağlık hizmeti verecek bir düzen oluşmuş. Hastanelerdeki çalışma saatlerinin dışında gelip hastalara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Her doktorun altı kişilik bir ekibi var. Aralarında hemşire ve tıp öğrencilerinin yanı sıra gönüllülerden oluşan “görevliler” de yer alıyor. Revirlerde sürekli doktor, hemşire, eczacı, fizyoterapist bulunuyor. Ayrıca kalp uzmanları ve psikologlar da görev yapıyor… Aralarında yurtdışı ve diğer kentlerden gelenler bile var.
Burada bulunmalarının temel nedeni ise “politik” değil. “Hipokrat yeminimiz var. Yaralı ve hastalara yardım edip, görevimizi yapıyoruz. Sadece eylemcilere değil, çatışmalarda yaralanan polislere de elimizden geldiğince müdahalede bulunduk” diyorlar.

EN ÇOK BAŞ AĞRISI 
İş güvencesi nedeniyle görüntü ve kimlik bilgilerini vermiyorlar ancak içtenlikle sorularımızı yanıtlıyorlar. Bir İç Hastalıkları Uzmanı en sık rastladıkları sağlık sorunlarını şöyle anlatıyor: İnsanlar çok uzun zamandır burada. Yorgunlar, yetersiz besleniyorlar. Bu yüzden baş ağrısı, tansiyon, aşırı yorgunluk, vitamin eksikliği, kas ağrısı başvuruları yoğun. Burkulma gibi ortopedik vakalar da geliyor. Ciddi gıda zehirlenmesi yaşanmıyor. Ancak mide bulantısı, diyare (ishal) gibi rahatsızlıklar görülebiliyor.”

ÇADIR HAYATI ZOR… 
Her yer yeşil; böcek ısırması hatta keneyle karşılaşıp karşılaşmadıklarını soruyoruz. Bir hemşire tebessümle yanıtlıyor: Evet, böyle doğal ortamda böcek ısırması umduğumuzdan az geliyor. Keneyle karşılaşmadık. Ama birçok kişi çadırda yaşamaya alışkın değil, ufacık bir şeyde gelip gösteriyor.
Bölgenin hijyen problemini nasıl çözdüklerini ise diğer hemşire “Revirin içini sık sık dezenfekte ediyoruz. Parkın genelinde kireçleme yapıyoruz” sözleriyle anlatıyor.

MOBİL EKİP SÜREKLİ HAZIR

Sağlık hizmeti revirle sınırlı değil. Her an müdahaleye hazır ekiplerden bir doktor durumu şöyle anlatıyor: Sedyemiz, malzemelerimiz sürekli hazır. Vaka var, ekip çıkıyor dediğimiz an 6 kişi hemen çıkabilecek durumdayız. Bazen bayılanlar ya da buraya getirilemeyecek vakalar olursa telefon ediliyor, hemen müdahale ediyoruz. Derine inen tedavi yapmıyoruz. Dikiş atmak istemeyiz. Hastaneye gönderecek konuma getiriyoruz.

İLAÇ İHTİYACI YOK 
İlaç ihtiyaçları olup olmadığını soruyoruz. Revirde görev alan bir eczacıdan ilaçları gösterip “Hiçbir şeye ihtiyacımız kalmadı, fazlasıyla var” yanıtı veriyor. Ağrı kesiciler, kas gevşeticileri bu ara en çok kullanılan ilaçlar. Yoğun tempoda çalıştıkları için kendileri ve diğer sağlık çalışanları için de özel vitamin kompleksi kullanıyorlar.