Şifremi Unuttum

Gezi Parkı: Sağlık Çalışanları Fişlenmekten Korkuyor (BBC, Türkçe)

Gezi Parkı: Sağlık çalışanları fişlenmekten korkuyor

Çağıl Kasapoğlu

BBC Türkçe, Taksim Gezi Parkı

Son güncelleme: 13 HAZİRAN 2013 – TSİ 07:32

Taksim Gezi Parkı, Çarşamba günü dağınık, ıslak bir sabaha uyandı. 

Gaz bombalarının kokusu sinmiş, nefes aldıkça insanın genzi yanıyor.

Polisin Salı sabahı başlayıp geceye sarkan müdahalesi, ardında bine yakın yaralı bıraktı. Birçok farklı bölgede kurulan revirler ve hastane odaları yaralılarla doldu.

Gezi Parkı içindeki sağlık çalışanları da en yoğun gecelerinden birini geçirdi.

Parkın sağlık hizmetleri üç farklı bölümden oluşuyor: Revir, hijyen standı ve eczane…

Bu hizmetlerin verildiği bölgede fotoğraf çekmek yasak. Gönüllüler büyük bir titizilik içinde çalışıyor.

Fişlenme korkusu ve polis baskısı nedeniyle gönüllüler isimlerini vermekten çekiniyor.

Hijyen standında görevli gönüllü Murat Aydın en çok talebin çöp torbasına olduğunu söylüyor. Tırnak makası, ıslak mendil, yanık kremi ve gaz bombasına karşı solüsyonlara da talep var.

Duş alamayanlara şampuan ve sabun dağıtılıyor.

Çok sayıda vatandaş, ellerinde avuçlarında ne varsa eylemcilere dağıtılması için hijyen standına getiriyormuş.

Hijyen standında görevli genç sağlık çalışanlarının polis müdahalesi sırasında yaralananlara olay yerinde müdahale edebilmek için barikatların önünde durduğunu ve polislerin hedefi haline geldiğini söylüyor.

Birçok daldan uzmanlar var

Hijyen standının hemen ardında eczane ve revir var.

Gezi Parkı’nın İstanbul Boğazı’na bakan kısmındaki çay bahçesi küçük bir sağlık merkezine dönüştürülmüş.

Birçoklarının boğazı seyretmek için cam kenarında kapmak istedikleri koltukların yerinde artık sedyeler var.

“Düz gaz bombasından yaralananları tedavi ediyorduk. Çok yoğundu burası. Bir grup gönüllü getirdikleri pizzaları parçalara bölüp hastaları tedavi ederken bize yediriyorlardı. Çay bile içiriyorlardı.” (Gezi Parkı’ndaki bir gönüllü doktor)

Eczanenin olduğu bölüm çuval çuval ilaçlarla dolu. Beyaz önlüklü görevliler şehir dışından da yardım geldiğini söylüyor. İlaç gönderemeyenler de tanıdıkların hesaplarına para aktarıyormuş. Gezi Parkı’na sığmayan ilaçların bir kısmı Divan Oteli’nin içine kurulan revire taşınıyor.

Gezi Parkı’ndaki revirde İstanbul ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen gönüllü doktorlar var.

Revirin koordinasyonundan sorumlu doktor, dünkü müdahale sonrası en az 1180 kişinin yaralandığını, yaklaşık 30 kişinin de kafa travması geçirdiğini söylüyor.

Revir koordinatörünün boş anını yakalamak zor. Parkın en yoğun ve en düzenli bölümünün idaresini sağlamanın kolay olmadığını ifade ediyor.

Adını vermek istemeyen bir kadın doktor, plastik mermi ve gaz bombası isabet edenlerin yanı sıra, taşla omuzuna ağır darbe almış bir çocuğu da tedavi etmiş.

Parkın revirinde psikiyatristler de var. Ama koordinatörün dediğine göre psikolojik rahatsızlıkları olanları tedavi edecek yeterli alan yok.

Polisin dün parka müdahalesinde revir de hedef oldu. Doktorlar can kurtarmaya çalışırken aslında kendi canlarını da tehlikeye atıyorlar.

Adını vermek istemeyen 51 yaşındaki bir kadın doktor, parktan tek başlarına ayrılmaktan çekindiklerini, genellikle grup halinde veya ambulans içinde hareket ettiklerini söylüyor. Polislerin gönüllü doktorları kısa süreliğine gözaltına alıp ‘psikolojik olarak hırpaladıklarını’ anlatıyor.

Doktor, “Muhteşem bir dayanışma var parkta” diyor ve dün bunun en güzel örneğinin yaşandığını şu sözlerle anlatıyor: “Düz gaz bombasından yaralananları tedavi ediyorduk. Çok yoğundu burası. Bir grup gönüllü getirdikleri pizzaları parçalara bölüp hastaları tedavi ederken bize yediriyorlardı. Çay bile içiriyorlardı.”

Gezi Parkı’ndaki doktorlar fişlenmekten korkuyor. Bu nedenle kişisel bilgiler vermekten kaçınıyorlar. Aralarında 10-15 yıllık doktorlardan tıp öğrencilerine kadar birçok gönüllü var. Beyin cerrahisi, dahiliye, ortopedi gibi birçok farklı dalda uzman doktor ve sağlık çalışanı var burada.

Parkı terk etmeye de niyetleri yok. Eylemcilerin talepleri karşılanana kadar “hak arayanları tedavi etmeye devam edeceklerini” söylüyorlar.