Şifremi Unuttum

Dünyaca Ünlü Bilim Dergisi “Nature”: Türk Bilimciler Seçimlere Çok Sevindi

Dünyaca Ünlü Bilim Dergisi “Nature”: Türk Bilimciler Seçimlere Çok Sevindi

 

16.06.2015 22:03

Dünyanın bir numaralı bilim dergisi Nature,“Türkiye’de seçim sonuçları bilim insanlarını çok sevindirdi” başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda araştırmacıların daha çoğulcu bir parlamentonun müdahalelere ve standartlardaki düşüşe bir son vereceğini umdukları anlatılıyor.

Derginin yazarlarından Alison Abbott’ın kaleme aldığı makale “Türkiye’de bilim insanları ılımlı İslamcı ve giderek daha baskıcı AKP’nin parlamentodaki mutlak çoğunluğunu yitirdiği 7 Haziran seçiminden sonra mutluluk sarhoşu” cümlesiyle başlıyor.

Abbott AKP’nin 12 yıllık iktidarında akademik özgürlüğe getirilen sınırlamaların usulca arttığı, bilimsel standartlarınsa eriyip gittiği saptamasını yapıyor ve bunlara bilimsel kuruluşların özerkliklerinin ellerinden alınmasını, yaratılışçılık ve astroloji gibi sözde bilim konularının öğretimine izin verilmesini ve sosyal bilimcilerin siyasi mültecilerle mülakat yapmasının engellenmesini örnek gösteriyor.

Türk üniversitelerinin hiç bir zaman tam anlamıyla özgür olmadığını, ama AKP’nin hükümet müdahalelerini tırmandırdığını yazan Abbott, YÖK’ü kaldıracağına söz veren AKP’nin bunun yerine onu kendi ideolojisini yaymak için kullandığını ve rektörlerin çoğunun AKP sempatizanları arasından seçildiğini belirterek Erdoğan’ın İstanbul Üniversitesi’nde en çok oyu alan Raşit Tükel’in yerine Mahmut Ak’ı ataması örneğini veriyor. Abbott Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Alpar’ın “meclis daha çoksesli olursa son yıllarda empoze edilen yeni kuralların kimileri kaldırılabilir” sözlerini aktarıyor.

DARWİN OLAYI DA AKTARILIYOR

HDP’yi “milliyetçilik karşıtı, çevreci ve diğer solcu hareketlerin bir koalisyonu” diye tanıtarak şahsen bende “bir şeyler eksik mi kalmış ne?” duygusu yaratan yazar, bu partiden akademisyenler Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Boğaziçili Y. Doç. Dr. Esra Mungan ile görüşmüş. Gürsoy HDP’nin parlamentodaki etkisini bilim camiasının devlet kontrolünden kurtarılması ve YÖK’ün kaldırılması talebi yönünde kullanacağını söylemiş, Mungan da “eğer YÖK gerçekten kaldırılırsa sokaklarda dans ederek kutlayacağız”demiş.

Nature dergisi geçtiğimiz yıllarda da AKP döneminde TÜBİTAK ve Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA’nın başına gelenleri yakından izlemiş, Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat davaları kapsamında hapsedilen bilim insanlarının durumlarını da dünyaya duyurmuştu.Abbott’ın TÜBİTAK’ın hazin öyküsünü anlattığı kısım ilginç. Erdoğan’ın o zamana dek görece özerk bir kuruluş olan TÜBİTAK’a 2005’den itibaren siyaseten yakın olduğu kişileri atamaya başladığı, bunların çoğunun Gülen hareketine mensup olduğu, kurumun fonlarının artık bilimsel değer ölçütü dışında dağıtıldığına inanıldığı ve Darwin’in resminin Bilim ve Teknik’in kapağından çıkarılması skandalı naklediliyor. Laiklikten uzaklaşan Türkiye’de yaratılışçılığın liselerde öğretildiği ve üniversitelerde tartışıldığı söyleniyor (ki bu Nature’ın standartlarına göre utanç verici bir gerilik örneği sayılmakta.) Abbott AKP’nin 2013’te Gülencilerle bozuşması üzerine onları TÜBİTAK’tan temizlediğini ve kurumun karmaşa içinde olduğunu, hükümetin seçimi kaybettikten 4 gün sonra TÜBİTAK’a yeni başkan ataması yapmasının uygunluğunun da sorgulandığını söylüyor.

TEK ADAM YÖNETİMİ DURDURULAMAYACAK GİBİ GÖRÜNÜYORDU

TÜBA’nın AKP tarafından ele geçirilip düşük standartta olduğuna inanılan üyelerle doldurulması rezaletini hatırlatan yazar, TÜBA’dan ayrılan özgün üyelerinin kurduğu Bilim Akademisi’nin bu ay yaptığı açıklamalarda iki üniversitede astroloji konulu tez ve sertifikalar verilmesini ve mültecilerle hükümet kontrolü olmadan mülakat yapılmasının yasaklanmasını kınadığını aktarıyor.

Seçim sonuçlarının yarattığı umudu Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şevket Ruacan seslendirmiş: “Bilim çevrelerinin nasıl rahatladığını hayal bile edemezsiniz. Tek adam yönetimi durdurulamayacak gibi görünüyordu, ama artık bitti.” Değişimin zaman alacağını söyleyen Ruacan “yine de eğitimde muhafazakar dini etkiler artık azaltılabilir ve bilimsel konularda siyasi etkileri azaltmak da mümkün olabilir” demiş.

Yiğidi öldürse de hakkını veren Abbott, yazısını ülkenin araştırma harcamalarının Erdoğan’ın iktidara gelmesinden bu yana üç kattan fazla arttığını, Eylül’de açılması beklenen 60 milyon Euro’luk İzmir Biotıp ve Genom Merkezi’ni bu dönemde kurulan önemli altyapılara örnek olduğunu söyleyerek bitiriyor.

Prof. Dr. Cem Say